26 Şubat 2011 Cumartesi

Bilmiyorum ki..

Offf...Pazar Pazar işe gelmek..Oğlumu evde bırakmak..Ağlıyordu..Ağladım..İçim sızlıyor..Evde, onun yanında kalmak istiyorum..Neden ağladığını anlamak, onu avutmak istiyorum..Ama yine onun için burdayım ben.. Daha iyi bir hayatı olsun diye..Yoksa onun için daha iyi hayat benim yanında olmam mı..Bil-mi-yo-rum....Kalbim acıyor işte!

13 Şubat 2011 Pazar

Beni düşünme sakın iyiyim ben!

Susuyorsam hiç konuşmuyorsam ve söylediklerine boş gözle bakıyorsam; üzülme...iyiyim ben.!Saçlarıma takılıyorsa hayallerim ruhum derin bir çöküntü yaşıyorsa bile geçer...meraklanma sen.!Geceleri uyuyamıyorsam her yıldız kor gibi düşüyorsa eteklerime;endişelenme...zamanı gelir uyurum ben.!İçime akan öfkeyle saldırıyorsam sağa sola kırıp döküyorsam içindekileri geçer...sakinleşirim ben.!Yeni bir başlangıç yapayım derken bir yanım kederden azalıyorsa ve görmek acı veriyorsa sana;acele etme sakın...bütünlenirim ben.!Aynı şeyleri konuşup farklı anlamlar çıkarıyorsak ve o anlamlarla kararıyorsak;üzülme...aynı dili öğrenirim ben.!Gecenin ayazını sen sanıyorsam ve yüzüme çarptıkça derin kesikler oluşuyorsa;vazgeçme...biraz daha uğraşırsan parçalanırım ben.!Sen öyle tepkisizsen öyle hareketsiz bekle...mükemmel bir egoyla yaşa ve düşünme...çırpınır çabalar hallederim ben.!Ben gülümsemeye çalışırken kırılan yanlarımızı onarırken;sen öylece geç karşıma ve sus...tepkisiz kal yine...işte o zaman arkama bakmadan giderim ben...Kendi vicdanını rahatlatmak için yalanlar söyle kendine...olgunlukla karşıla yaşananları...gül geç içindeki acıya...bilirim vurdumduymaz tavırların gücüyle iyileşirsin sen.!Son kez söylemek istedim...beni düşünme sakın..."...İYİYİM BEN..."

4 Şubat 2011 Cuma

İşe Başladıımmm

  Yaşasııınnnnnnn, işe başladım. Çok iyi değil, istediğim işte diil ama iş işe :D mutlu mutlu kelebekler havalanıyor yüreğimde, güzel günler göz kırpıyor hayatıma, hayaımıza....Yazacağız, yazacak çoookkk şey var ama fırsat bulunc tabi..

21 Ocak 2011 Cuma

Ah Yalnızlık

  Ah yalnızlık;
Ne kadar da yanımda hissediyorum seni bugünlerde. Neler yapıyorum git diye. Yok, gitmiyorsun. Yapıştın kaldın sol yanıma, kimseler alamıyor seni benden. Kötü olan, senden kurtulmak için daha bir sokulmalı sanki sana. Alıp başımı gitmek istiyorum. Uzaaak bir dağın en tepesine. Tahta veranda da şalıma sarılıp koca bir kupa kahve içmek istiyorum. Sonsuz mavi ve beyazın buluştuğu noktaya bakarak. Ses yok. Çıt çıkmıyor etraftan. İçim bile sus pus. O kadar dibe batmak isityorum senin kuyunda. Kocam, annem, Minik Efe'm bile olmasın. Onun sesi bile olmasın istiyorum. İçimde ki annenin sesi yükseliyor düşlerimin arasından " ama bu ayıp " diyor. Doğru ya onsuz yalnızlık bile düşlememeliyim ben. Annesiyim. Her şeyiyim. Bensiz nasıl nefes alır? Nefesi alır almasına da nasıl bir nefes olur o? Vicdan azabı çekiyorum düşüm yüzünden. Sonra içimde ki kadın konuşuyor bu kez. "Ne yani anne oldun diye kadınlığın, annelik dışında ki kimliklerin susacak mı?" Hayır susmamalı diyor hırslı tarafım. Ne demekmiş o diye kızıyor. Kocamın karısı dikiliyor karşıma " Bu dünya da bir sen bir de çocuğun var zaten beni hiç düşünmüyorsun! " Evlat yanım da katılıyor ona " Ohooo bizler çoktan unutulduk yeni mi farkediyorsun kocanın karısı? " Ahh yalnızlık neler yapıyorsun bana gördün mü? Sen gelince bunların hepsi bir bir üşüşüyor beynime. O yüzden diyorum ya, kurtulmak için senden daha bir sokulmalı sana. Taa ki içimdeki sesler bile susana kadar...

10 Ocak 2011 Pazartesi

uykusu kaçan bi kadının notları :D

  Bütün gün dışardaydık oğlumla, 20.30 dan beri de uyuyoruz. Oğulcuk misss gibi uyumaya devam, anneciğin uykusu kaçtı. Çünkü babacık 1 saat önce müthiş bi kahveyle uyandırdı. içersek o saatte kahveyi uyumak için içmeliyiz bu saatte şarabı. ahh o da yok ki bu gece :( Düşüncelerde bir bir sıralandı zihnimize. Ne olacak bu iş durumları?? Kocacığın yarın ki iş görüşmesi nasıl geçer acaba?? Ben ne zaman bi iş görüşmesine çağrılacağım?? Şu Diyarbakır da ki arsa da satılsa artık, biz ev alsak, kayınannecik evine yerleşse. Ya benim fedakar annecim??  onunda arapsaçına dönen istimlak mahkemesi biter de o da ev alır mı?? Ya Tuba kız?? Ahh ne çok işi var onun. Nişanlandı, kardeşi boşandı derken şimdi dedesi vefat etti. (91 yaşına kadar gayet sağlıklı bir hayat yaşadıktan sonra) ama tuba kız ewlilik hazırlıkları yapıyor. ayyyy ne çok alışveriş yapacak?? İşleri de o kadar yoğun ki, onun için biraz araştırma yapıp kısa kısa notlar hazırlamalı mı acaba?? Ama benim minik Efem izin verir mi?? Yarın misafirde var, temizlikte. Hangi birine yetişeceğiz acaba?? Yani demem o ki dünya kederleri bir olup yüklendiler bu gece. Bak nasılda güzel şiirdir bu nerden aklıma geldi?? hadi noktayı bu şiirler koyalım güne.

Canım Kızım;

Meğer sanaymış yolculuğum. Burgun kendime neden yasadığımı sordum; bir anlamı olmalıydı basımdan gecen onca şeyin; bir karşılığım olmalıydı hayatta.bu soruyu sorduğumda kendime yirmi üç yasındaydım. Ellerim yaslanmamıştı henüz ama soluk soluğa kalmış yorgun bir çocuktum bildiğim her şeyden herkesten uzaktaydım..
Yalnızlık yabancılık haksızlık dünya kederleri bir olup yüklenmişlerdi bir gece kalbime. Balkona çıktım dördüncü kattaydım.soğuk bir kıs gecesiydi. Demirleri tuttum caddeyi seyrettim ağlayarak. Göreceksin insan nasıl acır kendine böyle anlarda... Yüz yirmi dokuz numaralı otobüs geçiyordu ve bir kız köşedeki benzinciden çıkmış; elinde bira şişesi ağlıyordu uzundu sacları.kaldırıma oturdu elindeki bira şişesini karşısındaki saat kulesine fırlattı. Saat oniki'ye on vardı ve belli ki ikimizinde canı çok yanmaktaydı...
Annem geldi aklıma bir Pazar dönüşü elimi avucunun içinde kavrayışı ve bana doğumumu anlatısı. Yalnızmış sancıları geldiğinde; çok korkmuş ya başaramazsa diye. Balkona çıkmış insanları seyretmiş başka kadınlarda çekti bu sancıyı diyerek ve başka insanların acılarından güç alarak doğuma girmiş. Doğduğumda yaptığı ilk şey saate bakmak olmuş. Saat öğlen oniki'ye on varmış. İşte böyle demiştim kendi kendime; buraya kadarmış. Sonra çilekli pastayı çaldığım vişneleri limonlu dondurmayı ne çok sevdiğimi düşündüm. Saclarımı uzatacaktım para biriktirip yollara çıkacaktım ve bir daha hiç yirmi üç yaşında olmayacaktım. Büyük kararlardan önce mutlaka bir gece beklemeli eğer sabah aynıysa her şey o zaman düşünmeli bitirmeyi bir hikayeyi.. Ertesi gün güneşli bir sabahtı; çoktan düşmüştü ruhumun ve kederimin ateşi...
O günden sonra neler oldu bir bilsen...sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki. Çok korkuyorum severmisin acaba beni? İyi bir anne olabilecek miyim? Koruyabilecek miyim seni? Kalbimde ve zihnimde biriktirdiklerimi eksiksiz iletebilecek miyim sana?
Takvimler bir sonbahar çocuğu olacağını söylüyor. Annende sonbaharda doğmuş bir bebekti. Bu mevsim hüzünlüdür kızım ve çok sever güneşi.şuanda minicik tekmelerinle ben burdayım diyorsun. Gelişine az kaldı. Seni sevinçle beklerken odanı hazırlıyoruz hevesle.ama ne yazık ki odan kadar sessiz ve özenli bir ülkeye gelmiyorsun. İsterdim ki benim gördüklerime sen şahit olma ama onlar sana bile yetişti. Geleceği zamanı kendi seçen biri olarak güçlü ve bendende önde olacağını biliyorum umarım sende seversin karıncaları kedileri ve kelebekleri. Ben babasını çok özleyen bir çocuktum dilerim sen ayrı kalmazsın seni sevinçle bekleyen babandan....
Anneler ve babalar tanıyacaksın bizden başka. Oğluna söz verdiği bisikleti alamadığında notalarla oğlunun adını yazan bıyıklı yorgun babaları ya da kendi giyemediği mavi yirmi üç nisan elbisesini sabaha dek uyumadan kızına diken anneleri sonra kendinden başkasını düşünmeyenleri kendi öfkesinde boğulanları ve yalancıları tanıyacaksın. AŞk'ı tanıyacaksın bir gün kalbim kırılacak ve belki kıracaksın birilerini... İyi bir tamirci ol kızım çabuk onar kırdığın kalplere ve çaresiz kalma kendi kırık kalbine. Sen şimdi kendi öykünü yazmaya geliyorsun.
Hayat iki seçenek sunuyor: ya payına düşen kederi parlatacaksın; ya da ömrünle iyi geçinmeye bakacaksın. İkincisini tercih edersin umarım...
Bana öğretildiği gibi kızım; öğrendiğin çiçek adlarını unutma kelebekleri kitap arasında kurutma kin büyütme kalbinde ve incitme kimseyi...
Dilerim dünyaya geliş nedenini sen çabuk bulursun.yolun acık olsun....

Annen


Bir gün bir kızım olsun. Adı da Zeynep olsun. Bu da bu gecenin duası olsun.

9 Ocak 2011 Pazar

Bahardan kalma bir ocak günü

  Aman Allah'ım hava 25 derece pırıl pırıl bir güneş..nasıl bir ocak ayı geçiriyoruz böyle. Son yüz yılın en soğuk kışı mı olacaktı bu?? Denize girenlerin bile olduğuna yemin edebilirim :D Biz niye ewdeyiz bu havada?? oğlum uyuyor ondan. miniğim uyanınca şöyle bir sahil keyfi yapacağız. denize nazır çay içeceğiz aklımda bi de su böreği yemek var.
  Minik bezelyem dün gece ilk kez kaşık maması yedi. Bugüne kadar bir iki çay kaşığı şeklinde sebze yiyordu. Bebelac'ın armutlu  pirinçli muhallebisini yaptım. Nasıl yediğini izlemeliydiniz. Sanki cennet meyvelerinden yiyor. bayıldı bayıldı bayıldı :D ben de onun o haline bayıldım :D
  uyandı kurbağa prensim. Biz sahile keyif yapmaya gidiyoruz.Tüm yapamayanlar için bir nefes deniz havası çekeceğiz içimize.

7 Ocak 2011 Cuma

İlk Blog umuz bu bizim

  İlk kez yazmıyoruz elbet ama ilk kez paylaşıyoruz.
  Dişi çilek, erkek çilek ve minik çileği paylaşacağız. Dişi çilek 29 unu yeni tamamladı (bundan nefret ediyor).Erkek çilek 35 inde. Minik çilek mi? o daha 4,5 aylıııııkkk.
 Eylül 2010 da buluştuk şu kutu gibi evimizde kocamla. Hemen sonraki aralık ayında da bebeğimizi beklemeye başladık.Güzel bi yolculuk oldu oğlumla annesinin yolculuğu. Annesinin vucudu kendini taşıyamayacak hale gelene kadar :) sadece(!) 18 kilo almama rağmen o kadar çok ödemim vardı ki artık yerimden kalkamaz hale gelmiştim ve oğlum dünyaya gelmemekte direniyordu :) Doktorumuz mecburen sezeryanla onu doğmaya mecbur bıraktı. O, o anlatılamaz bi duygu. Tüm anneler gibi bende onunla buluştuğum ilk anı anlatamıyorum. Hala narkozun etkisindeydim ve gözgöze gelişimizden başka hiçbir anı yok hafızamda o ana dair. Nasıl bi bilinçse bir tek onun bana bakışını anımsıyorum. Muhteşemdi. Şimdi 4,5 ay geçti o günün üzerinden ve onunla olmak, onu yaşamak kadar güzel bir tek şey daha yok hayatımızda.Büyümene şahit olmak bu hayatta yerine getireceğim en güzel görev annecim.
  Maalesef iki işsiziz biz. Şimdilik tabi ;) Geçecek bu günler. Her şey yoluna girecek en kısa zamanda. Tek sıkıntımız bu. Bunu da atlattık mı değmeyin keyfimize.
   Şimdi annecik akşam gelecek misafirlerine hazırlık yapmak zorunda. her fırsatta yine yeni yeniden yazacak...